Planet Earth, insanlık tarihindeki en büyük inşaat ve altyapı büyüme dalgasına tanık oluyor. Artan küresel nüfusa uyum sağlamak için, Mimarlık 2030'a göre 2060 yılına kadar her ay New York City'nin tamamına eşdeğer bir taban alanı inşa edilecek. Ticari ve konut gelişimi hızlandıkça inşaat sektörü, gelişmiş dünyanın bizim için yaşanabilir kalmasını sağlayabilir. tüm bunlar küresel iklim krizi üzerindeki etkisini azaltarak. Günümüzde yapılı çevre, küresel karbon emisyonlarının %39 ila %42'sinden sorumludur. Ancak yeni malzemelerin bu karbon ayak izini azaltma fırsatı var. Stratejik endüstri yenilikçileri, doğal çevremize zarar vermeyi bırakacak geleceğin sürdürülebilir, uygun maliyetli binalarını inşa etmeye başlamak için malzeme kullanımını yeniden düşünebilir. Çeşitli biyomateryaller veya doğal maddelerin kompozitleri, dünyanın şimdiye kadar gördüğü en gelişmiş inşaat yapı taşlarını temsil ediyor. Ve malzeme bilimcileri doğanın harikalarının kilidini açmak, çeşitli inşaat uygulamalarına hangi son teknoloji seçeneklerin en uygun olduğunu çözmeye yardımcı olmak için tedarik zinciri boyunca yıkıcı paydaşlara rehberlik etmek ve onlarla işbirliği yapmak.
Yazının Devamı İçin
Website:
Building a Better World
Kenevir ve kenaf gibi hızlı büyüyen, yenilenmesi kolay doğal liflerin yanı sıra mantarlar gibi organizmalar da büyük mimari vaatler taşıyor. Birçoğu, mantarların içinden çıktığı kök benzeri yapının, ayaklarımızın altındaki toprağın temel bir bileşeni olduğunun farkında değil. İletişimsel, iç içe geçmiş liflerden oluşan gizli bir matris olan bu karmaşık ağ, yalnızca Uzay Gemisi Dünyasındaki yaşamı birbirine bağlamakla kalmıyor, aynı zamanda yüzey dünyamızı ve içinde yaşadığımız binaları yeniden şekillendirme potansiyeline de sahip. Ecovative olarak, daha iyi bir dünya inşa etmek için, dünyanın en hızlı büyüyen bitkilerinden biri olan miselyum ve kenevirden yapılmış özel bir biyomateryal olan MycoComposite™ inşaat malzemelerine öncülük ettik.
