Biyomimetik Tasarım Yaklaşımı ve Mimari Uygulamalar


 Mimarlar, tasarımlarını ortaya çıkarırken kendilerine ilham verecek bir başlangıç noktası ararlar. Yaratma sürecinin bu ilk adımı kendisini takip eden aşamaları doğrudan etkilediğinden, projeyi yönlendiren tasarım kararlarının belirlenmesi önemli bir adımdır. Son yıllarda biyoloji bilimi, mimarlık ve mühendislik alanlarında esin kaynağı olarak göz önüne alınmaya başlamıştır.

 

 Mimari tasarımı yönlendiren ve etimolojik olarak bios (yaşam) ve mimesis (taklit etme) kelimelerinden türeyen bir kavram olan biyomimesis, doğanın zaman içinde test ettiği düzen ve stratejilerden esinlenen ve etkin çözümler bulmaya çalışan bir yaklaşımdır. Biyomimetik yaklaşımda; ürünlerin, süreçlerin ve ilkelerin, yaşama uzun dönemde iyi adapte olacak şekilde ortaya konması amaçlanmaktadır. Buradaki ana düşünce, insanlığın günümüzde mücadele ettiği çoğu problemi doğanın halihazırda çözmüş olduğu gerçeğidir.

 Milyonlarca yıl boyunca gelişimini sürdüren bitki, hayvan ve böcek gibi organizmalar, doğanın çetin koşullarında hayatta kalabilme yollarının ve enerji verimliliğinin sırlarını barındırmaktadır. Mimar ve mühendislerin, çevrelerini saran bu engin dünyadaki bilgi birikiminden yararlanması gerekmektedir. 15. yy’da doğayı gözlemleyerek uçuş makinesi üzerine eskizler yapmış olan Leonardo da Vinci, tarihteki öncü biyomimetik tasarımcılardan biri olarak anılmalıdır

 Yapı sektöründe enerjinin çok değerli olduğu ve elde etmek için ağırlıklı olarak hala fosil temelli kaynakların kullanıldığı günümüzde, enerjiyi en verimli şekilde kullanan biyolojik varlıklardan öğrenilecek çok şey vardır. Biyomimesis ya da biyomimikri olarak adlandırılan yaklaşım, doğada milyonlarca yıllık bir süreç içinde gelişerek en iyi hale gelmiş olan bitki, hayvan ve böcek gibi organizmaların incelenerek bu araştırmalar sonucu elde edilen bilgilerin mimarlık ve mühendislik alanlarına uyarlanması için yürütülen bilimsel çalışmaları kapsamaktadır. 

Biyomimikri kavramını bilim dünyasına kazandıran Benyus , bu alandaki bilimsel çalışmaların öncüsü olarak kabul edilmektedir. Pedersen Zari, biyomimetik teknolojileri; organizma, davranış ve ekosistem düzeylerinde sınıflandırmıştır. Mazzoleni, doğadaki organizmaların ortam koşullarına adaptasyon özelliklerini; ısıl adaptasyon, su dengesi, korunma ve iletişim olarak dört başlık altında gruplandırmış, doğadaki canlıların ortama uyum sağlamak üzere geliştirmiş oldukları kendilerine özgü özelliklerini analiz ederek mimarlık alanındaki uygulamalar ile ilişki kurmaya çalışmıştır.

0