Miselyumdan Yükselen Bir Yapı: Hy-Fi



Doğa, mükemmel bir üretim teknolojisine sahiptir. Peki ya mimarlık da bu döngünün bir parçası olsaydı? Hy-Fi , tam olarak bu sorudan yola çıkarak geliştirilmiş, doğayla iş birliği yapan bir mimarlık örneği. Daha önceki yazılarda miselyum bazlı kompozitlerden bahsederken fotoğraflarını kullandığımız bu yapıyı bu defa daha detaylı inceledik. Keyifli okumalar.

The Living'in "yetiştirilmiş" biyo-tuğlalardan oluşan kulesi MoMA PS1'de açılıyor

Hy-Fi, 2014 yılında New York’ta MoMA PS1 tarafından desteklenen ve mimarlık stüdyosu The Living tarafından tasarlanan deneysel bir kule yapısıdır. 13 metre yüksekliğindeki bu yapı, 10.000 adet biyoteknolojik mantar tuğlası kullanılarak inşa edilmiştir. Bu tuğlalar, miselyum (mantar kök ağı) ve tarımsal atıkların birleşimiyle laboratuvar ortamında “büyütülmüştür”.

Nasıl Üretildi?
 
  1. Tarımsal atıklar (mısır sapı, saman, kabuk vb.) steril edilerek miselyum sporlarıyla karıştırılır.

  2. Bu karışım kalıplara göre birkaç gün boyunca kontrol edilerek çoğaltılır.

  3. Miselyum, lifsi yapısıyla atık malzemeleri birbirine bağlayarak doğal bir kompozit oluşturur.

  4. Tam olarak olgunlaşan yapılar kurutularak büyüme durdurulur ve dayanıklılık kazandırılır.

Bu sürecin sonucunda 10.000’den fazla biyotuğla , hiçbir kimyasal madde kullanılmadan üretilir.

 

Hy-Fi’nin Biyomimetik Mantığı

Projenin arkasında yalnızca bir düşünce değil, aynı zamanda biyomimikri politikaları da mevcut. Doğa nasıl atıkları yeni yaşam formlarına dönüştürüyorsa, Hy-Fi atıkları yapı malzemesine dönüştürüyor.
Hy-Fi aynı doğadaki organizmalar gibi, doğdu, gelişti, bütünü tamamladı ve yok oldu. Bu döngü, “doğayla uyumlu üretim” in fiziksel bir temsili olarak görülebilmektedir.

Enerji ve Karbon Ayak İzi Avantajı
 

Miselyum tuğlalar:

  • Sıfıra yakın enerji tüketimiyle üretiliyor,

  • Geleneksel tuğlalara kıyasla %80 daha az karbon salınımı yapıyor,

  • Kullanım ömrü boyunca toprakta tamamen çözünebilmektedir.

Bu kapsamda Hy-Fi, sürdürülebilir yapı malzemelerinin potansiyelini güçlü biçimde ortaya çıkardı.

Hy-Fi yalnızca bir yapı değil, mimarinin geleceğine açılan bir pencere. Bu proje, malzemenin ürettiği canlı organizmaların kullanılabildiği, doğanın hem tasarımcı hem de üretici olabileceğini kanıtladı. Yalıtım, akustik panel, iç mekân kaplaması gibi uygulamalarla bu “yaşayan malzeme”, kalıcı yapılarda da yer buluyor.

Bu yazı ve kaynak araştırmalarında Yapay Zeka (AI) kullanılmıştır.

Diğer Yazılarımız

0